AİDİYET








Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde 3. sırayı alan önemli bir kavramdan bahsediyoruz.
Aidiyet ; doğduğumuz sistemin bize sunduğu yerdir. Bunu şans ya da şanssızlık olarak ele alabilirsiniz sahip olduğunuz parametreler kim olduğunuzu belirler. Benimseyemediğiniz aidiyet duygusu ile kaliteli bir yaşam ve konfor alanı sağlamak pek mümkün değildir. Aidiyet ve aile arasındaki bağ muazzam bir nitelik taşır. 
Aidiyeti içine doğduğumuz sistem ve sistemin parçaları oluşturur. Pastanın büyük kısmını aile oluşturur, daha sonra  ekonomik özgürlük, toplumsal olanaklar duygusal niyetler ve sahip olduğumuz soyut-somut kavramlar tamamlar. Aidiyet duygusunun temelinin parçalardan oluşmasını bir alegori ile tanımlayacaksak olursak ; bir arabanın irili ufaklı tüm parçalarını demonte ederek yere serdiğimizi düşünelim bu parçaları gösterdiğimiz kişiler zihninde bir araba modeli canlandırmakta zorlanacaklar ancak arabayı kusursuz şekilde birleştirdiğimizde gösterdiğimiz kişi modeline dair bilgi sahibi olacaktır. Aidiyetin parçaları bu yüzden mühimdir. Eksik olduğumuz parçalar aidiyetimizi zedeler, zedelenen bu olgu ihtiyaçlar hiyerarşimizin bütünlüğünü sekteye uğratır ve sonuç olarak kaliteli bir yaşam sürme ihtimalimiz minimal durumlara gelir. 

Aidiyet duygusu hayatımı nasıl olumsuz etkiler ? 

Eksik bir aidiyet duygusuna sahip kişi sahip olduğu işte uzun süre çalışmak istemeyebilir, oturduğu evi sürekli olarak değiştirmek isteyebilir bindiği aracı sürekli yenileyebilir. Bu örnekler çoğaltılabilir ama genel tabloyu objektif olarak tarttığımızda kişi bulunduğu şemaya kendini ait hissedemez. İç huzurunu kaybeden kişi anormal kimyasal tepkimeler ile derin bir depresyona bile girebilir.

Aidiyet duygusunu taşıyamayan kişiler sosyal etkinliklerde kendini bulunduğu gruba ait hissetmez. Aile içinde dahi kendilerini soyutlanmış hissederek özgüvenlerini hırpalayabilir ve kendilerini sistemin içinde farklı bir noktada hissedebilirler. Eskiler bu tarz insanlara "nebavit" yani "ayrıkotu" tabirini kullanırlar.
Çevrenizdeki insanları bireysel olarak incelemeye başladığınızda bu durumdaki insanları kolaylıkla seçebilir ve davranışlarındaki tutarsızlıkları fark edebilirsiniz. Konu dışı bir bilgi olarak şunu söyleyebilirim saygın bir çerçevede olmak suretiyle gözlem yeteneğinizi geliştirebilir ve bu durumdan haz alabilirsiniz. 

Konumuza dönelim. Aidiyet eksikliği fanatizmi de tetikler. Ait olmayan insanlar gerek bir futbol takımına gerek sahip olduğa inanca fanatizm ile bağlanır ancak bağnazlık ve fanatizm kesinlikle ruhunuzu lime lime ederek bizi eskitecektir. Aidiyet eksikliğinin en büyük etkeni ; sevgisizlik

Gelişim düzeyindeki bir çocuğun yaşadığı sevgisizlik çocuğun zamanla sorgulamasına ve bulunduğu yeri benimseme sorununa yol açacaktır. Sistemin çarklarını doğru çalıştırmak ve üretken bir şemada yer almak için sahip olduklarınıza değer verin, sevginizi  saklamayın. Koşullar her ne olursa olsun aidiyet duygusunu göz ardı etmeyin.

Aidiyet duygusunun en büyük yapıtaşı sevgi değil gösterilen ve açığa çıkan sevgidir. Unutmayın ; sevgi yer vermektir. Sevdiklerinize hayatınızda yer verin. 




Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar