SEZAİ KARAKOÇ KİMDİR ?

 




Sezai Karakoç Kimdir ? 


22 Ocak 1933'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde dünyaya geldi. Şair ve yazarlık ünvanının altından mütevazi kişiliğiyle başarıyla kalktı. Henüz 4 yaşında iken okul kitaplarından yararlanarak okumayı öğrendi. Belki de bu farklı bir kişilik olduğuna dair elde edeceğimiz izlenimlerin ilkiydi. Gaziantep lisesini 1950'de bitiren Karakoç, 1955 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat bölümünden mezun oldu. Karakoç 1956-1965 yıllarında maliye müfettiş yardımcılığı görevini üstlendi. Temmuz 1965 yılında memurluk hayatını noktalayan yazarımız Diriliş dergisini yayınlamaya başladı. Sezai Karakoç'u içinde bulunduğu camia 3 farklı insan olarak tanımlardı ;

Sanatçı Karakoç, Düşünür Karakoç ve Ahlak adamı Karakoç...

Bu üç farklı kişilikle harmanlanan yazarımız bütüne yansıtıldığında merak uyandıran bir hayat ortaya koyuyor. Yeni İstiklal, Yeni İstanbul, Sabah ve Milli gazetede yazılar yayınlamaya başladı. İlk şiiri 1951'de Hisar dergisinde basıldı. Üniversite yıllarında şiir sanatı dergisini yayınladı. Mülkiye, Yenilik , Yirminci Asır, Şiir Sanatı dergilerindeki şiirleri ile üne kavuştu. Şiirlerinde anne kavramına fazlasıyla değindi. Necip Fazıl Kısakürek'ten etkilendiği aşikardı. 

Karakoç Ve Diriliş Düşüncesi

İçinde bulunduğumuz çağın buhranlarından bir çıkış yolu bulmak niyetiyle diriliş düşüncesini geliştirdi. Medeniyeti ak ve kara medeniyet şeklinde yorumlamıştır. 1990 yılında Diriliş Partisini kurdu 1997 yılında parti kapatıldı bu süreye dek Karakoç partinin genel başkanlığı mevkiinde rol aldı. 2007 yılında Yüce Diriliş Partisi ile siyasete devam etti gözlerden uzak ve mütevazi yaşamı ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. 



Monna Rosa Ve Hikayesi 

Üniversite yılllarında genç ve yağız bir delikanlı olan Karakoç, kaderin yazgısından payını alacak anların eşiğindeydi. Aynı üniversitede okuyan bir kıza aşık oldu ve büyü başladı. Karakoç kendine olan cesaretini toplamak adına her yolu denedi ancak başaramadı, sevdiği kıza açılamayan yazarımızın tabiri caizse içi içini yiyordu. Bu sevdanın kendisini zehirlemesine izin vermeden açılmalıydı, ve başardı. Karakoç bir gün sevdiği kıza giderek duygularını dile getirdi. Duygularına karşılık alamayan yazarımız için kasvetli günler başlamıştı. Üniversite yaz tatiline girdiğinde Karakoç yazlık bir muhitte bahçıvanlık yapmaya başladı. Kaderin yazgısı bir kez daha keskin bir şekilde ben buradayım dercesine oyununu oynadı. Karakoç'un bahçıvanlık yaptığı malikânenin karşısında sevdiği kız tatil sebebi ile ikamet etmekteydi. Hergün rutin işlerini yapan ve bu esnada sevdiği kızı gören Karakoç'un sevdası şiddetlendi ve yaz tatili bittiğinde üniversiteye geri döndüler. Üniversite bittiğinde mezuniyet töreninde Karakoç sahneye çıkarak sevdiği kıza yazdığı 14 kıtalık şiiri okumaya başlar ve muhteşem bir tepki alır. Şiiri dinleyenler tekrar tekrar dinlemek ister ve o gece o şiiri Karakoç üç kez ard arda okur. Sevdiği kız bu sevginin gerçekliğine inanır ve çok saygı duyduğunu dile getirir ancak Karakoç'a karşı bir hissinin olmadığını söyler ve karşılık vermez.

14 kıtalık şiirin baş harfleri akrostiş şeklinde yazılmıştır.

 MUAZZEZ AKKAYA'M. 

Gelin bu şiiri hep beraber bir kez daha okuyarak çok değerli yazarımızı tekrar analım. 




Mona Roza, siyah güller, ak güller

Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Ah, senin yüzünden kana batacak

Mona Roza siyah güller, ak güller


Ulur aya karşı kirli çakallar

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

Mona Roza, bugün bende bir hal var

Yağmur iğri iğri düşer toprağa

Ulur aya karşı kirli çakallar


Açma pencereni perdeleri çek

Mona Roza seni görmemeliyim

Bir bakışın ölmem için yetecek

Anla Mona Roza, ben bir deliyim

Açma pencereni perdeleri çek...


Zeytin ağaçları söğüt gölgesi

Bende çıkar güneş aydınlığa

Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

Seni hatırlatıyor her zaman bana

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi


Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

Bir mumun ardında bekleyen rüzgar

Işıksız ruhumu sallar da durur

Zambaklar en ıssız yerlerde açar


Ellerin ellerin ve parmakların

Bir nar çiçeğini eziyor gibi

Ellerinden belli oluyor bir kadın

Denizin dibinde geziyor gibi

Ellerin ellerin ve parmakların


Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Saat onikidir söndü lambalar

Uyu da turnalar girsin rüyana

Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona


Akşamları gelir incir kuşları

Konar bahçenin incirlerine

Kiminin rengi ak, kimisi sarı

Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine

Akşamları gelir incir kuşları


Ki ben Mona Roza bulurum seni

İncir kuşlarının bakışlarında

Hayatla doldurur bu boş yelkeni

O masum bakışlar su kenarında

Ki ben Mona Roza bulurum seni


Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Henüz dinlemedin benden türküler

Benim aşkım sığmaz öyle her saza

En güzel şarkıyı bir kurşun söyler

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza


Artık inan bana muhacir kızı

Dinle ve kabul et itirafımı

Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

Alev alev sardı her tarafımı

Artık inan bana muhacir kızı


Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Meyvalar sabırla olgunlaşırmış

Bir gün gözlerimin ta içine bak

Anlarsın ölüler niçin yaşarmış

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak


Altın bilezikler o kokulu ten

Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne

Bir tüy ki can verir bir gülümsesen

Bir tüy ki kapalı gece ve güne

Altın bilezikler o kokulu ten


Mona Roza siyah güller, ak güller

Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

Mona Roza siyah güller, ak güller.



Sezai Karakoç 16 Kasım 2021 tarihinde vefat etti.

Rahmetle saygıyla ve sevgiyle anıyoruz...




 IŞIKLAR İÇİNDE UYU SEZAİ KARAKOÇ. 













Yorumlar

Popüler Yayınlar